Tokio Hotel Fan Türkiye

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Tokio Hotel Türkiye Fan


3 posters

    meleklere kafayı bozmuş bi hikaye

    sun_shine
    sun_shine


    Mesaj Sayısı : 3
    Yaş : 28
    Nerden : almanya demek isterdim amaa ankara
    Kayıt tarihi : 02/11/08

    meleklere kafayı bozmuş bi hikaye Empty meleklere kafayı bozmuş bi hikaye

    Mesaj tarafından sun_shine Ptsi Ara. 08, 2008 6:25 pm

    haha ilk konuyu ben açtm yaşasınn neyse eski sitemizde sonlara yaklaştıımız hikayeyi yeniden başlatıyorum ve maalesef en başından başlayacağımm

    İlk bölüm: Bill ve Tom Kaulitz mi?

    -Allahım yaa! Yine mi ben söyleyeceğim? Bu Amy Lynn fazla oluyor ama ne bu be? Ben gitaristim tamam mı, solist değil! Ayrıca hem gitar çalıp hem şarkı söylemek zor bişey!
    -Ya sadece bir kez daha lütfen çok sıkıştık ve sesi en güzel olan sensin! Amy Lynn gerçekten hasta. Angelica nolur sen bizim son umudumuzsun!
    -Öff pekala. Ama Amy Lynn’in payını da ben alırım ona göre! Geçen sefer vermemiştiniz John hatırlatırım. Ayrıca git Amy Lynn’e söyle, onu gruptan oy çokluğuyla attık. Ben dün Corn’a da sordum,itiraz etmedi haklı olduğumuzu biliyor.
    —Tamam.
    John, ben, Amy Lynn ve Corn bir gruptuk. Artık Amy Lynn yok. Corn’un babasının barında her gece çıkıyoruz. Ben gitarist olmama rağmen, o gerizekalı üşengeç Amy Lynn iki haftada bir hasta olduğu için,ki şu ana kadar işten yırtmaya çalışarak bi AIDS olmadığı kaldı,ben onun yerine sürekli solistlik yapıyorum.Bugünden sonra ise solistlik ve gitaristlik yapacağım.Burada da bi olaylar var.Neymiş efendim,bu gece buraya ünlü birileri gelcekmişmiş ,doğumgünleri miymiş neymiş,bizim barda kutlayacaklarmışmış,bir sürü sosyetik gelirmişmiş heralde,dikkat etmek lazımmış!Lanet olası tikiler!Burası öyle ucuz bir yer olmadığı için ünlülerin uğrak yeri.Zaten Corn’un babasının yeri olmasa hayatta burada çıkma şansını elde edemezdik.Üstüme Tom Kaulitz’li t-shirt’ümü altına da siyah bir pantolon geçirdim.Öff kahretsin,bugün makyaj yapmak gerekecek…Makyajımı bitirdim,saçımı taradım.Odadan defoldum,sahneye çıktım.Daha gelmemiş anlaşılan şu ‘ünlüler’,kimse artık!Davetliler ise yavaş yavaş damlamaya başlamış bile.Dur şu gitarı kontrol edeyim.Her şey tamamdır.Corn baterinin arkasından bana sesleniyor…
    —Şşt, Ang! Al şu kağıdı babam verdi. Canlı bir sesle okuyacakmışsın. Doğum günü kutlamasıymış, şu sürpriz ünlülere!
    Çakmak çakmak mavi gözlerinden birini kırptı. Sevgili kızıl kafalı basçımız John tarafından elime tutuşturulan mikrofonu aldım ve öndeki sarışın tiki kızın saçlarına kusmamaya çalışarak okudum kağıdı.(ayh ne çok niteleme sıfatı kullanmışım…)
    -Öhöm. Öncelikle hepiniz hoş geldiniz. Bu gece burada Bill ve Tom Kaulitz’in doğum günü için toplanmış bulunuyorsunuz. Hepinize iyi eğlenceler.
    Bi Dakka bi dakika. Yukarıda birileri benimle dalga geçiyor herhalde. Bi yanlışlık olmalı. Bir kaç sahne geriye bakalım. BİLL VE TOM KAULİTZ Mİ?
    -Şştt ne bağırıyosun be saf!
    Davetliler gülüyor. Evet son cümleyi mikrofona bağırmışım. Rezil oldum rezil! Daha da kötüsü,beterin beteri vardır diye boşuna dememişler,son anda kapıdan giren uzun boylu beyaz şapkalı çocuk ve yanındaki kuş yuvası gibi saçları olan siyahlar içindeki çocuk da gülüyor.Hatta şapkalı olan resmen katıldı!Ne yani buraya Tokio Hotel geliyor ve benim son dakika haberim oluyor.Ve kapıdan şu dakika girenler,en öndeki,tam benim önümdeki az önce saçlarına kusmak üzere olduğum kızın yanında duranlar ve hevesle (niyeyse!) şarkı söylememi bekleyenler onlar!Hay feriştahını…Bill t-shirt’ümü işaret ederek Tom’a bişeyler fısıldadı.Tom dönüp baktı,ve çookkk şirin bir şekilde gülümsedi.Taş gibi donuk bi şekilde kaldım orda ve gür saçlarımı öne eğerek yanaklarımın kızarıklıklarını örtmeye çalıştım.
    -Artık başlayalım mı?
    -Tamam ama Corn, Tom böyle eritici bir şekilde bana bakmaya devam ederse ben tek bi nota bile çalamam.
    -Çalarsın. Burada değillermiş gibi yap. Yüzlerine bakma.Takma onları,tamam mı?
    -Pekala.
    Şarkıları söylediğim ve gitar çaldığım süre boyunca Tom’a bir kez bile bakmamayı başardım DİYEMEYECEĞİMM ne yazık ki tam 3 kez göz göze geldik. Şarkılar bitti,bende bittim.Ne zor iş.Beni dinledikleri için seyircilere teşekkür ettim ve kulise geçtim,Allahtan sesimi ve gitar çalışımı beğenmişlerdi de en baştaki rezilliği unutturdum.Ben orada otururken Johnny ve Corn yanıma geldi.
    -Süperdin Ang!
    Tock tock!(texas tommix gibi oldu bu da)
    -Ben bakarım!
    John kapıyı açmaya gitti. Kapıda duranı göremiyordum, ama John Corn’u çağırdı ve dışarı çıktılar. İçeri birileri girdi…

    2. bölüm : Ben bu gece ölmezsem,bir daha ölmem!
    -Merhaba, Angelica.Girebilir miyiz?
    -Şeyy tabi-tabi kii… :
    -Bizi tanıyorsun, hatta t-shirt’üne bakılırsa fansın. Adını şu şişko adamdan öğrendim. Bana bateristin babası olduğunu söyledi. Mekan sahibiymiş anlaşılan.
    Bill gülümsedi ve elini uzattı,onun elini sıktım.Tom da gülümsedi,onun elini de sıktım ve pembeleşmemeyi başardım!!Müthiş biriyim yaa…
    Tom içeri girdi ve kendini koltuğa attı, Bill ise ‘oturabilir miyiz?’ diye sorduktan sonra oturdu ancak. Bende bir sandalyeye ters oturdum. Bill konuştu, bu arada Tom ilgiyle etrafı inceliyordu.
    -Sana bir şey sormak istiyoruz.
    -Dinliyorum.
    -Bu grubun solisti sensin sanırım. Ve…Immm…Ses tonun çok güzel…
    -Şey aslında solist ben değilim. Ben gitaristim ama solistimiz iki günde bir ses tellerini kaybettiği için ben sölüyorum.
    -Haa neyse konumuz bu değil. Biz Tokio Hotel olarak seninle bi şarkı denemesi yapmak istiyoruz. Belki düetlerden oluşan bir albüm…
    -
    Tom muzip bir sesle konuşmaya başladı. Odada bulunan kendi posterlerine bakıyordu şimdi.
    -Evveeeet. Bill senin ses tonunu ve sahnedeki duruşunu beğenmiş, ayrıca güzel bir yüzün olduğunu düşünüyor… Gitar çalarken de havalı göründüğünü söyledi bana. Değil mi? Hatta bir fotoğrafını bile çekti…Bakalım fotojenik misin diye.Hani kabul edersen de albüm kapağı için foto çekiliriz.Güzel,havalı çıkman gerekirse…Çok ince düşünüyor bence ama neyse-Sen beni çok seviyorsun anlaşılan.Şu resmin üstünde ‘aşkım’ mı yazıyor?Bir de kalp var burada…
    Ohh shit! :28:Ahhh rezilim rüsvayım mahvoldum bennnnn!!!!!Dünya başıma yıkılsın! Ayh ter bastı! Bayılazaaammm. Aşkım mı? Kalp mii?Ahhhhh inanmıyorum kendime!Sıçtım sıçtımmm…Bill aşkım kelimesini duyunca resmen morardı.Çünkü gülmemeye çalışıyordu!Yer yarılsa da dibine geçsem!
    -İlginç bir olay ya.Naptım bakalım seni bu kadar etkilemek için?
    -Tomm!Yeter bu kadar dalga…Sus bence artık ve yerine otur.Neyse sen ne diyorsun?
    Tom sıkkın bir şekilde yerine oturdu.Gözlerini bu seferde suratıma dikti.İnceledi inceledi.Ayağa kalktı,odayı geziyor.İlerdeki şarkı sözlerini eline aldı.
    -Ben şeyy ne diyeyim bilmem ki?Olur herhalde…
    -Bill bak burada Türkçe bişiler yazıyor.Türkçe biliyor musun?
    -Anne tarafından Türküm.Babam alman.Sen ne meraklı çıktın yaa…
    -Neyse sen teklifimizi kabul ediyorsun yani.2 gün sonra seninle saat 14.30 da,ilerdeki cafede buluşuruz.Olur mu?Mutlaka orada ol.İşte telefonumuz.Üstteki benim,alttaki Tom’un.Ararsın.Sonrada şarkılar için görüşmelere başlarız.
    -Tamam.
    Yine el sıkıştık ikisiyle de.Tom yine eritici varlık moduna girdi ve gülümsedi.Kalbimde deprem oluyor sanki!!Bill’de gülümsedi.Gittiler.Corn içeri daldı.
    -Ne istiyorlarmış?
    Açıkladım.Benim kadar sevinmedi.Sevineceğini düşünmüştüm ama…
    -hönk hönk.Ben…Hayır!Sen bizim gruptan ayrı hiçbir şey yapamazsın.İzin vermiyorum o Kaulitzler’le ilişki kurmana.
    Ne diyor bu yaa…Gözlerinde nefret var resmen…
    -Corn bak kiminle ilişki kuracağımı sana soracak değilim.Hem bu benim hayatımın fırsatı olabilir karışamazsın tamam mı?Bu şansı elimin tersiyle itemem.
    -Tamam ne istersen onu yap ama…Off…
    Kapıyı çarptı ve gitti.Salakkk!!Bari cümleyi tamamlasaydın.Gıcık.
    sun_shine
    sun_shine


    Mesaj Sayısı : 3
    Yaş : 28
    Nerden : almanya demek isterdim amaa ankara
    Kayıt tarihi : 02/11/08

    meleklere kafayı bozmuş bi hikaye Empty Geri: meleklere kafayı bozmuş bi hikaye

    Mesaj tarafından sun_shine Ptsi Ara. 08, 2008 6:26 pm

    3. bölüm
    Kurtarıcı melek…

    -Lanet olsun!Lanet olsun!Lanet olsun!Geciktim!Geciktim!Geciktim!
    -Noolyo?Ang?
    -AMY BENİM YEŞİL T-SHİRTÜMÜ HANGİ CEHENNEME SOKTUN?
    -Ben almadım.Ahh burada işte.Al!
    Yeşil t-shirt’ü üstüme geçirdim.Pantolonun içine zor girdim,çünkü ters giymeye çalışıyordum.Bi yandan da telefonu kulağımda tutuyordum.
    -Alo,Bill!Ben çok üzgünüm,gecikeceğim uyuya kalmışım.Yarım saate kalmaz orada olurum tabii beklerseniz.
    -Saat 15.30.Bu saate kadar uyudun mu?
    -Tomm?Sen misin?Şey evet kusura bakmayın ya.
    -(gülme sesi)Tamam telaş yapma bekliyoruz.Görüşürüz.
    Ohh…Telefonu o açınca bir tuhaf oldum.Bu geçen iki gün içinde hep onu düşündüm ben.Ve keşke o da beni düşünse diye umut ettim…Off kes saçmalamayı geç kalıyorum!!Hatta kaldım.Telefonu yatağa fırlattım,saçıma bişiler yaptım,çantamı takıp dışarı fırladım…Cadde boyunca koştum.Yağmur yağıyordu,ve tam kafenin önüne geldiğimde,düştüm…
    Aslında düşmedim,düşemedim.Sanki bir break dansçı gibi ellerimin ve ayaklarımın üstünde havada köprü kurdum resmen ve çok yakınımda kendisine şükretmem gereken beni belimden yakalamış siyah saçlı biri var.
    -Kendine dikkat et,sen bize lazımsın.
    -Allah razı olsun Bill,sen olmasaydın bu çamurun içine sadece ellerim değil topyekun tüm vücudum batacaktı.Bu arada çok geciktim özür dilerim.
    -Evet geciktin ama zaten bizim bir saatlik bir işimiz çıktı.Sen de Tom’la birlikte burada bizi bekleyeceksin.Çöp çektik de.Ona çıktı…Hadi siz oturun.Görüşürüz,bir saate kadar geleceğiz.
    İçeride cam kenarında oturan Tom’a el salladı.Ben de içeri girip Eritici Rastalı Varlık’ın yanına oturdum.Sonra ellerimin halini gördüm.Çamur içindeydi.
    -Tom,ben bi lavaboya gidip ellerimi yıkayayım tamam mı?
    -Tamam.
    Tuvalete girdim,el yıkama faslı bittikten sonra kapıya hamle ettim.Ne yazık ki yerler ıslaktı ve fayanslara kapaklanmadan önce yakaladığım kapı kolu elimde kaldı ve kafa üstü düştüm.Alnıma yakın bir yerde keskin bir acı hissettim.Elimi yüzüme götürdüm.Kaşımı yarmışım.Daha da kötüsü…
    Birr…Burada hiç pencere yok.
    İkii…Duvarlar inadına siyah fayans kaplı.
    Üçç…Tavan çok alçak.
    Dört…Ve tanıdık bir korku bedenimi ele geçiriyor.
    Beş…Bende klostrofobi var…
    Çaresizlik içinde duvarın dibine çöktüm.Her taraf kan…6 yaşıma,bir yaz gününe,büyük bir alışveriş merkezinin kafesine döndüm…Annem ve babam yanımda oturuyor.Onların yanlarından ayrılıyorum ve tuvalete gitmeye çalışıyorum.Üst katta olduğunu biliyorum zaten.Asansöre binmeliyim…
    İşte bindim.Hangi akla hizmet tek başıma asansöre biniyorum bilmem.Ama kaderin bir cilvesi,tam 2. katla 3. katın arasında asansör duruyor.Işıklar kapanıyor ve tek başıma orada kalakalıyorum.
    Çığlık atmaya çalışıyorum,sesim çıkmıyor.Kapıya vuruyorum olanca gücümle.Asansörün yan tarafları üstüme üstüme geliyor sanki.O karanlıkta,o boğucu sıcakta,küçük bir asansörde,r’leri söyleyemeyerek yalvarıyorum kim olduğunu bilmediğim kurtarıcı meleğime.
    Noluy çıkayın beni buydan,lütfen!!ANNE,ANNEMİ İSTİYOYUM!!Yaydım edin bana…
    O asansörde tam 4 saat boyunca kaldım.Çığlık atmaktan yorgun düşüp susuzluktan ve sıcaktan bayıldım,sonunda bir garson duymuştu sesimi…hastanede gözlerimi açmıştım…
    Islak küçük tuvalete geri döndüm…Kapıyı yumrukluyorum.Ağlayarak bağırıyorum.6 yaş cümleleriyle…
    -Nolur çıkarın beni buradan,lütfen!!Yardım edin bana…
    -Sen içerde mi kaldın?Bekle!Çekil kapının arkasından…
    Kapı savrulup açıldı ve içeri biri girdi.Kim olduğunu bile görmeden üstüne atlayıp boynuna sarıldım.Sonradan,parfümünün kokusundan anladım kurtarıcı meleğin Tom olduğunu.Halsizce konuşuyorum…Hala kan damlıyor yüzümden…
    -Tomm…Çıkar beni buradan nolur…
    Neredeyse dokunmaktan korkarak kollarını belime doluyor.Öylece kalıyoruz.Sesi yumuşacık çıkıyor konuşunca…Dokunuşları kadar yumuşak.
    -Sakin ol.Ben yanındayım tamam mı,korkma…Noldu burada böyle?Bu kanlar ne? Yoksa…Biri mi saldırdı sana?Söyle hadi…
    Kollarımı boynundan çözdü çok yavaşça.Elleriyle saçlarımı okşuyor.T-shirt’ü kan olmuş.
    -Özür dilerim,mahvettim üstünü…İstemeden oldu.
    -Önemi yok,sen anlat…
    Anlattım.Sonra yüzümü yıkadı,içeri sürükledi beni.Kaşımın kanaması durmuştu sonunda.Yağmurda durmuştu.
    -Burda bekle tamam mı?
    Nereye gidiyor?Karşıya geçti.Eczaneye girdi.Bir poşetle dışarı çıktı.Geldi,yanıma oturdu…
    -Bu biraz acıtabilir.Ama pansuman yapmamız gerekiyor.
    Sen karşımda durmuş,ellerin yüzümdeyken Tom,canım acıyabilir mi hiç?Uyuşturucu etkisi yaptın resmen.Ahh ahh…Rastalı hemşirem benim.
    -Evet bitti…
    -Teşekkürler.
    Böyle absürd düşündüğüme bakmayın.Hala olayın etkisindeydim.Hala titriyordum.Titrediğimi görünce elimi tuttu.Sıcacıktı elleri.
    -Sakin ol…Bak ben yanındayım tamam mı?
    Tepki vermeden sadece cam kenarında oturup sessizlik içinde diğerlerini bekledim.
    -Boynundaki kolyede ne yazıyor?
    -Ha şey Ayça yazıyor.Annem Türk demiştim ya daha önce.İki adım var.Ayça Angelica.
    -Hmm…Neden kimse sana Ayça demiyor?
    -Bilmem…Söylemelerini istemiyorum.Onu sadece kalbimde özel bir yeri olan insanlar söyleyebilir.Tabii benim de onlar için özel olmam lazım…Böyle bir takıntı işte.Saçma ama…
    -Hmm…Ben de söyleyebilir miyim?
    -İstiyorsan.
    -Tamam.Derim.
    Tam birbirimize gülümsüyorduk kii,içeri Bill ve Amy Lynn,Corn,John girdi.Amy Lynn Corn’un yani abisinin elini tutmuştu ve acaip kısa bir etek,askılı kırmızı dekolte bir bluz giymişti.Beline kadar gelen sarı saçları çok güzel görünüyordu.Masmavi gözlerini kocaman gösteren bir makyaj yapmıştı.Gelip beni ‘’canım Ang’oşumm’’(o ne yaa iğrenç gay ismi gibi) nidaları arasında öptü.Tom’un gözleri faltaşı gibi açıldı.
    -Oooo.Vay canına.Bu arkadaşınla beni neden daha önce tanıştırmadın Ayça?
    Ahhh lanet olsunnn…Neden şimdi tanıştırmak zorundayım?

    4. bölüm:
    Vazgeçersen,Kaybedersin!

    Sıkılı dişlerimin arasından konuşuyorum.Tırnaklarım avcuma batıyor.
    -Fırsat olmadı…Grrrr…Ve keşke olmasaydı.
    -Bir şey mi dedin?
    -Yoo.Bu Amy Lynn işte.Bizim Corn’un kardeşi.Hiç önemli biri değil cidden…Takmaya değmez.
    Tom Amy Lynn’i gözleriylen beş dakika kadar yiyince,Amy Lynn’de ‘Gel al beni’ şeklinde karşılık verincee Corn dayanamadı.
    -Bence sen kız kardeşime fazla sarkmasan iyi olur Kaulitz.
    -Sarkarsam nolur?
    -Tanrı bilir artık.Sen beni dinle…Kız kardeşime ve…ve…Angelica’ya sakın sarkma.
    Ne diyor bu salak… :hönkNe yaptığını zannediyor gerizekalııı!!Tom bakma öyle bana lütfen…Ayağa fırladım.
    -Tom’un bana sarktığı falan yok Corn nerden çıkardın?
    -Buradaki tek kız siz ikiniz olduğunuza göre bu sapık sizden uzak dursa iyi olur.
    -Sen benim kardeşime sapık diyemezsin tamam mı?
    Buyurun cenaze namazına.Bill de ayağa fırladı ayy ortalık karıştı yaa.Mikser Corn bi geldi…Hadi sıkıysa ayıkla pirincin taşını…
    -Ayrıca benim Angelica’yla işim olmaz merak etme…Sadece arkadaşım o benim.
    İşin olmaz ha?Arkadaşın ha?Ahh kader kahpe kaderr… :34:Yine yerime oturdum…
    -John,götür şunu buradan.Amy Lynn sende git onunla ve üstüne bişiler giymeyi unutma bi dahakine.Bill otur yerine ve sakin ol…Ve Tom senden Corn adına gerçekten özür dilerim.
    -Önemli değil senin özür dilemene gerek yok.Ama arkadaşlarını dikkatli seç bence.Bunlarla uğraşamam ben senin için.Senin yüzünden sapık damgası yedim. :35:Amy Lynn beklesene biraz!
    Tom koşarak çıktı Amy Lynn’in arkasından…Orada öylece kaldığımı ve gözlerimin dolduğunu gören Bill arkadan yüzümü kendine çevirdi.
    -Şşşt gelir o merak etme.483’e bir müşteri çıktı galiba.Ben kusura bakma ama sormak zorundayım…Söylemek istemezsen anlarım ama…Davranışlarından bişi çıkardım…Sen…Tom’a aşık mısın?
    Hemen de anlamış…
    -Söylemesi zor.Ama evet.Sanırım…Ama ne önemi var ki?O bana hiç değer vermiyor.Bunlarla uğraşamam ben senin için dedi baksana.İşim olmaz dedi…
    -Boşver tamam mı?Takma…O kızı ben de pek sevmedim.Yol boyunca şımardı durdu.O yüzden,istersen ben sana yardım ederim.
    -Ne?Nasıl?
    -Görüşürüzz.
    Arkasını dönüp gitti.Nasıl yardım edeceksin bana Bill?Onun benim için söylediklerine bir daha bak…Ben bunları düşünürken,Tom yanımdan yüzüme bile bakmadan geçip gitti.Omzuma çarptı sertçe.Hiç bir şey demedi.Telefonu elindeydi,numarasını almıştı herhalde. Ve Amy Lynn gibilerden hoşlanıyorsa asla öyle biri olamam.Vazgeç bu sevdadan diyen içimdeki sesi susturuyorum.Çünkü…aklıma bi şarkı geldi…
    Vazgeçersen,kaybedersin!
    Bu sefer kaybedemem,bu kez kazanan taraf ben olmalıyım.Bugüne kadar hep Amy Lynn benim elimden aldı her şeyimi…Bu sefer olmaz.
    -Corn!!Beklee!!Biraz konuşabilir miyiz??
    Nefes nefese caddenin aşağısında son hız yürüyen Corn’a yetiştim.Amy Lynn onu atlatmayı başarmış.
    -Corn sana bir teklifim olacak.Ama bana yardım edeceksin,var mısın yok musun?Amy Lynn’i Tom’dan ayırmaya yardımcı olacak bişi.
    Kuşkuyla yüzüme baktı.Sabırsız ifademi görünce fazla zamanının olmadığını çaktı.Beş saniye düşündü.
    -Varım!Kabul edilmiştir.Asıl sorun,teklif nedir?
    -Amy Lynn’in bir sevgilisi vardı hani,Murat.Hatırladın mı?(Corn kafa sallar…)Arkadaşımdı benim.Birkaç aylığına Türkiye’ye gitmişti.Ama Amy Lynn’le ayrılmamışlardı.Geçen gün beni aradı ve Amy Lynn’in telefonunun cevap vermediğini,onu görürsem Murat döndü diye bi haber vermem gerektiğini,buluşmak istediğini söyledi.Eğer bu buluşmayı Tom’un görmesini sağlarsak…
    -Nasıl olacak bu?
    -Onu bana bırak…Sen çarşamba akşamı bu saatlerde yani 10.00 sularında Amy Lynn’i yan caddedeki kitapçıya getir yeter.
    -Tamam olur.

    5.bölüm
    Basitsin,ucuzsun,banalsin kızımmm!!!

    Akşamın orta yerleri.Plandan bir buçuk gün sonra…Saatim yok yine sokaktayım.Hava kararmış ama taş çatlasa on buçuk herhalde…
    Corn cephesi tamam.Şimdi doğru Eritici Rastalı Varlık’ın yanına…Yani aslında onun kardeşinin Sevgili Suç Ortağım Kabarık Kaulitz’in yanına…Ama bi saniye…
    Nerde ki o?
    Ahaa işte cep telefonun hayatındır. İyi ki cem yılmazı dinleyip ankesörlü telefon falan kullanmıyoruz gördüğüm kadarıyla bu sokakta hiç yok.Çantadan buruş buruş bi kağıt çıkardım.Kağıttaki numaralara baktım.Ara…
    Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.
    Ee ne halt yicem şimdi?
    Bi alttakine baktım,arasam mı acaba?Nolcak ki?Olsun ya arayayım bakayım,Bill’i mutlaka bulmam lazım…Belki yanındadır.
    Telefon açılıyor.Tuhaf bir kız sesi…Sık rastlanmayacak bir ton…Aslında bu kızın sarışın olduğuna dair çok büyük şüphelerim var ama…
    -Alo?Kimsiniz?
    (Sesimi olabildiğince değiştirip kalınlaştırıyorum araya da cızırtılar.Ee telefonu açan Amy Lynn olunca ihtiyaç oldu tabii.)
    -Tomla…vzztt…konuşabilir miyim?cızırt…
    -Şeyy aslında Tom duşta.Ben Amy Lynn.Arkadaşıyım.İsminizi bırakırsanız…Daha sonra sizi arar…
    Duşta…Duşta…
    Sözcükler kafamın içinde yankılanıyor.Vay anasını bee sen bu kadar basit bi kız mıydın Amy Lynn?Ne çabuk…Sesimi değiştirmeyi unutuyorum…Neden aradığımı bile unuttum…Alelacele kapatıyorum…
    -Oldu o zaman…Rahatsız ettim…
    Amy Lynn,Tom,Amy Lynn,Tom,Amy Lynn,Tom!!
    Tom ona dokundu.Dudaklarına dokundu.Öpüştüler.Öpüşmekle kalmadılar hatta…Lanet olsun.Yarım saat kendime gelmeye çalıştıktan sonra tekrar arıyorum Bill’i…Ahh çalıyor yaşasınn yaşasın…
    -Alo?
    -Bill benim Ang.
    -Haa Ang hayırdır bu saatte?
    -Şeyy…Bugünkü kafeye gelir misin?Hemen şimdi.
    -Sesin kötü geliyor.
    -Evet olabilir.Lütfen bekliyorum.
    -Tamam hemen geliyorum.
    Olay örgüsü:
    Bill gelir.Angelica duyduklarını anlatır.Bill dinler.Angelica Murat’ı ve Amy Lynn’i anlatır.Bill dinler.Angelica planı anlatır Bill dinler.Bill tepki verir.
    -O zaman ben Çarşamba akşamı 10 da Tom’u getiriyo-
    -Hayır sen 10.10 da getiriyorsun ki ikisini birlikte görsün.Ve anlasın Amy Lynn’in ne b.k olduğunu.Hem onunla aynı anda başka biriyle.Olacak iş değil…
    -Evet haklısın.Bu plan süper ama sana ne faydası olacak? :
    -Bana bi faydası yok.Sadece onu Tom’la gördüğümde küplere binmeyeceğim artık.(Amy Lynn’i kurşuna dizmek,camdan fırlatmak,kırk katır,kırk satır fark etmez gibi işkence yöntemleri de kurmam gerekmeyecek…)
    -Tamam anlaştık...
    LuSsy!
    LuSsy!


    Mesaj Sayısı : 35
    Kayıt tarihi : 01/11/08

    meleklere kafayı bozmuş bi hikaye Empty Geri: meleklere kafayı bozmuş bi hikaye

    Mesaj tarafından LuSsy! Salı Ocak 20, 2009 5:44 pm

    Çok güzel gidiyorsun canım Smile
    avatar
    Th_fanı


    Mesaj Sayısı : 17
    Kayıt tarihi : 08/12/08

    meleklere kafayı bozmuş bi hikaye Empty Geri: meleklere kafayı bozmuş bi hikaye

    Mesaj tarafından Th_fanı Çarş. Ocak 21, 2009 1:07 pm

    süper Gidiyorsun Dewam cheers

      Similar topics

      -

      Forum Saati Cuma Mayıs 10, 2024 9:00 am